(büyük) ihtimalle - Türkçe İngilizce Sözlük

(büyük) ihtimalle

"(büyük) ihtimalle" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
(büyük) ihtimalle likely zf.
I'd very likely have gone home if you hadn't invited me out.
Beni dışarı davet etmeseydiniz büyük ihtimalle eve gitmiş olurdum.

More Sentences

"(büyük) ihtimalle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 54 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
büyük ihtimalle likely zf.
Jane is more than likely to come.
Jane büyük ihtimalle gelecek.

More Sentences
General
büyük ihtimalle most probably zf.
Most probably, she'll come.
O, büyük ihtimalle gelecek.

More Sentences
büyük ihtimalle very likely zf.
It's very likely he'll come.
Büyük ihtimalle gelecek.

More Sentences
büyük ihtimalle most likely zf.
This small device most likely saved our lives.
Bu küçük alet büyük ihtimalle hayatımızı kurtardı.

More Sentences
büyük ihtimalle quite likely zf.
It's quite likely that Tom won't be there.
Büyük ihtimalle Tom orada olmayacak.

More Sentences
Colloquial
büyük bir ihtimalle in all likelihood zf.
In all likelihood, you will pass the entrance exam if you use this textbook.
Büyük bir ihtimalle, bu ders kitabını kullanırsan, giriş sınavını geçeceksin.

More Sentences
büyük bir ihtimalle in all probability zf.
In all probability, the money will not be paid.
Çok büyük bir ihtimalle para ödenmeyecek.

More Sentences
General
büyük bir ihtimalle meydana gelmek be slated f.
büyük ihtimalle in all likelihood zf.
büyük ihtimalle supposably zf.
büyük bir ihtimalle probably zf.
büyük ihtimalle presumedly zf.
büyük ihtimalle presumably zf.
büyük ihtimalle highly likely zf.
büyük ihtimalle it’s more than likely zf.
büyük ihtimalle odds are zf.
büyük ihtimalle presumptively zf.
Phrases
büyük ihtimalle as likely as not expr.
büyük bir ihtimalle as likely as not expr.
büyük ihtimalle five will get you ten expr.
büyük ihtimalle (the) odds are (that) expr.
Colloquial
büyük ihtimalle in all likelihood zf.
büyük ihtimalle in all probability zf.
çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle a pound to a penny expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla the betting (line) is (that) expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla the betting is that expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla the betting is (that) expr.
büyük ihtimalle like enough expr.
büyük ihtimalle ölecek fixing to die expr.
büyük ihtimalle as likely as not expr.
büyük ihtimalle most/very likely expr.
büyük ihtimalle likely as not expr.
büyük bir ihtimalle likely as not expr.
Idioms
büyük ihtimalle a good bet i.
büyük ihtimalle a safe bet i.
çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle (bir şey olacağını veya durumun öyle olduğunu) düşünmek bet (someone) a pound to a penny f.
büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak olmak be in with a shout f.
(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak olmak be in with a shout (of something/of doing something) f.
büyük ihtimalle all lombard street to a china orange expr.
çok büyük ihtimalle all but certain to expr.
büyük ihtimalle/yüksek ihtimalle all lombard street to a china orange expr.
internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla adolf hitler veya nazilerle ilgili bi karşılaştırma yapılır godwin's law expr.
internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla konu adolf hitler'e veya nazilere gelir godwin's law expr.
çok büyük olasılıkla/ihtimalle wager (someone) a pound to a penny expr.
(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar scratch (something) and you'll find (something else) expr.
(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar scratch (something) and you'll find (something else) expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak in with a shout expr.
büyük ihtimalle like as not expr.
(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar scratch a and you'll find b expr.
(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar scratch a and you'll find b expr.
Speaking
büyük ihtimalle onlara doğruyu söylemeyeceğim I probably won't tell them the truth expr.
büyük ihtimalle there's a good chance of that expr.
Slang
büyük ihtimalle prolly zf.
British Slang
büyük ihtimalle happen expr.